Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu Röportajı

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, pandemi sürecinde daha önce hiç Türkiye’de olmayan şirketlerden, mobilite, dijitalleşme ve lojistik alanlarında yeni bilgi talepleri dosyaları aldıklarını söyledi. Mobilite dünyasına adapte olunması gerektiğini vurgulayan Dağlıoğlu, “Bunu yapmazsak önemli bir fırsatı ıskalayabiliriz” dedi. Dağlıoğlu, Volkswagen’in Türkiye’deki yatırımından vazgeçme kararının ticari olduğunu belirtti.

Son dönemde daha sık duymaya başladığımız mobilite Türkiye’nin öncelikli sektörlerinden biri olma yolunda. Yerli otomobil çalışmalarını üstlenen Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) da otomotiv şirketi değil, mobilite girişimi olarak konumlanmıştı. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi de e-mobilite’yi uluslararası doğrudan yatırımlar açısından öncelikli sektörlerden biri olarak belirledi.

‘TÜRKİYE’YE YENİ BİR YATIRIM SÜRECİ BAŞLAYACAK’

Şubat ayında Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanlığına atanan Ahmet Burak Dağlıoğlu, basın mensuplarıyla tanışma toplantısı düzenledi. Türkiye’de Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) hakkında bilgi veren Dağlıoğlu soruları da yanıtladı. Sık sık mobiliteye dikket çeken Dağlıoğlu ”Mobilite dünyasına adapte olmalıyız, bunu yapmazsak önemli bir fırsatı ıskalayabiliriz.” dedi.

‘PANDEMİ SÜRECİNDE 600 TOPLANTI YAPTIK’

Pandemi sürecinde yatırım ofislerinin faaliyetlerini artırdığını ve daha fazla mesai yaptığını belirten Dağlıoğlu ”Burada uluslararası yatırımcılarımız ve yerli şirketlerimizin faaliyetlerinin devamı bizim için esas oldu” dedi. Türkiye’nin dünyadaki birçok diğer ülkeye göre pandemi sürecini daha başarılı yönettiğini belirten Dağlıoğlu, sürecin nasıl ele alındığını uluslararası yatırımcılara anlattıklarını, marttan haziran sonuna kadar 600 toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi.

‘MOBİLİTE, DİJİTALLEŞME VE LOJİSTİK ALANLARINDA FIRSAT VAR’

Pandemi sürecinde daha önce hiç Türkiye’de olmayan şirketlerden, mobilite, dijitalleşme ve lojistik alanlarında yeni bilgi talepleri dosyaları aldıklarını kaydeden Dağlıoğlu Türkiye’ye yeni bir yatırım sürecinin başlayacağını öngördü. Dağlıoğlu ”Portföyümüze yeni projeler girdi. Bu bağlamda Asya’dan da üreticiler var. Bu süreçte dünyadaki bütün bu raporları ve görüşleri takip ettik. Gerçekten Türkiye için bir fırsat olduğunu gösteriyorlar.” dedi.

‘YATIRIM KARARI ALINMIŞ 52 PROJE VAR’

Dağlıoğlu şu anda yatırım kararı alınmış toplam 52 projenin bulunduğunu, bu projelerin toplam yatırım bedelinin yaklaşık 4 milyar dolar, taahhüt edilen istihdamın ise 10 bin 500 civarında olduğunu söyledi. Projelerin ABD, Almanya, Türkiye, İspanya, Hollanda ve Hindistan başta olmak üzere 17 ülkeden geldiğini aktaran Dağlıoğlu “Projeler yatırım değerine göre kimya ürünleri, demir çelik ve diğer metaller, enerji, motorlu taşıtlar ve ulaştırma araçları ile madencilik/taş ocakçılığı başta olmak üzere 18 sektörden oluşuyor. Projelerin 36’sı sıfırdan yatırım, kalan 16’sı ise genişleme yatırımı.” diye konuştu.

‘POTANSİYEL 82 PROJENİN 70’İ ARAŞTIRMA VE FİZİBİLİTE AŞAMASINDA’

Dağlıoğlu, Haziran ayı itibarıyla potansiyel yatırım olarak görülen 82 projenin 70’inin araştırma ve fizibilite aşamasında bulunduğu bilgisini verdi.

‘MOBİLİTE DÜNYASINA ADAPTE OLMALIYIZ’

Uluslararası doğrudan yatırımlar açısından öncelikli sektörleri; “e-mobilite, yaşam bilimleri (ilaç, tıbbi cihaz, hastane hizmetleri),sağlık, bilgi ve iletişim teknolojileri (tüketici elektroniği, ICT, yazılım),otomotiv, enerji, kimya-petrokimya, makine, savunma ve havacılık, lojistik, altyapı, tarım, gıda & içecek.” şeklinde sıraladı. Mobilite dünyasına adapte olunması gerektiğini vurgulayan Dağlıoğlu, “Bunu yapmazsak önemli bir fırsatı ıskalayabiliriz.” dedi.

‘AVL TEKNOLOJİ İHRAÇ EDİYOR’

1995’te ihracatın yüzde 27’sinin orta-yüksek teknoloji ürünlerden ibaret olduğunu, bugün bu oranın yüzde 40 seviyelerine çıktığını hatırlatan Dağlıoğlu, Ar-Ge ve teknolojide de gelecek yıllarda daha çok yatırım kazanılacağını düşündüğünü aktardı. Dağlıoğlu “Burada Türkiye’nin en güçlü kası yetkin mühendisleri. Bundan yaklaşık 7 yıl önce portföyümüze giren otomobil mühendisliği şirketi AVL, yatırım değeri olarak 100 bin Euro civarındaydı ama günümüzde geldiğimiz noktada dünyanın en doğusundan en batısına teknoloji ihraç eden bir şirkete dönüştü. Bunların artacağını, Türkiye’de teknolojiyi daha ileri seviyelere götürecek bu yetkin insan gücünün uluslararası yatırımcılar tarafından anlaşıldığı ve bu değerin kabul gördüğü bir yatırım gündemi bekliyoruz.”

‘GİRİŞİM SERMAYESİ FONLARINA YATIRIM ÇEKMEYE ÇALIŞIYORUZ’

Yatırım Ofisi olarak finansal yatırımcılara da stratejik yatırımcılar kadar önem verdiklerini vurgulayan Dağlıoğlu şöyle devam etti: ”Bu kapsamda özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarından ülkemize daha fazla yatırım kazandırmaya çalışıyoruz. Ayrıca LP olarak tabir edilen ve fonlara yatırım yapan uluslararası finans kurumları, emeklilik fonları, varlık fonları, aile ofisleri ve varlıklı bireyler gibi büyük ölçekli yatırımcıları Türkiye’de yatırım yapmak üzere kurulan özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmaya ikna etmeye çalışıyoruz.”

‘KARAR TİCARİ’

Burak Dağlıoğlu, Volkswagen’in Türkiye’deki yatırımından vazgeçmesine ilişkin son kararına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, “Medyaya yansıyan kadarıyla gördüğümüz dünyadaki yatırım programlarını durdurmaları gerektiği. Volkswagen özelinde de ülke olarak elimizden gelenin en iyisini yaptık ve zaten diğer ülkelerden de ayrıştık. Gelinen noktada şirket ticari bir karar verdi.” ifadelerini kullandı. Dağlıoğlu, dünyada otomotiv sektörünün şuan çok dinamik olduğunu, şirket birleşmeleri ve iflasları yaşandığını belirterek, burada yeni yükselen oyuncular gördüklerinde onlara Türkiye’yi anlattıklarını vurguladı.

‘SOSYAL MEDYA SADECE TÜRKİYE’DE TARTIŞILMIYOR’

Dağlıoğlu sosyal medyayla ilgili düzenleme hazırlıklarına ilişkin değerlendirmesi sorulması üzerine ise “Prensip olarak baktığınızda mevzuatları, regülasyonları esnettiğiniz zaman yatırım artar, sıkarsanız da azalır. Bu konuda bu perspektifte ele alınması gerekir. Ülkenin yasama organının aldığı karar bütün herkes saygı duymak zorunda. Biz faaliyetlerimizi bu çerçevede yürütüyoruz. Sosyal medya konusu sadece Türkiye’de tartışılmıyor. Birkaç günlük gündemden bağımsız olarak konuşursak, bu olayın bir vergi boyutu var. Avrupa’daki ülkeler de dijital hizmet vergisi uyguluyor. Veri boyutu var, Rusya ve Hindistan’da bununla ilgili ağır yaptırımlar var. Türkiye’nin bu konuya daha yatırımcı ve iş odaklı yaklaştığını düşünüyorum. Avrupa ülkelerinde de bu bağlamda düzenlemeler yapıldığını görüyoruz” şeklinde yorum yaptı.

‘TÜRKİYE POZİTİF AYRIŞIYOR’

Dağlıoğlu, pandemi sonrası tedarik merkezinin Türkiye’ye kayabileceğine ilişkin söylemleri de şu sözlerle değerlendirdi: “Farklı stratejiler olmakla beraber bu tedarik zinciri kavramı devam edecek. Bu bağlamda bunların sadece ülke içinde veya çok dar sınırlar arasında olacağından ziyade bölgeselleşmeden bahsediliyor. Türkiye burada bir avantaj sağlıyor ve pozitif ayrışıyor.”

‘YATIRIM OFİSİ ÜLKEYE 224 PROJE KAZANDIRDI’

Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin bugüne kadar 23 milyar dolarlık 224 yatırım projesini ülkeye kazandırdığına, bu yatırımlar kapsamında yaklaşık 48 bin istihdam öngörüldüğüne dikkati çekti.

Türkiye’de 2003’ten Nisan 2020’ye kadar 219 milyar dolarlık UDY gerçekleştirildiğini aktaran Dağlıoğlu, gelen UDY’lerin ülke bazlı dağılımının sırasıyla Hollanda, ABD, İngiltere, Avusturya, Luxemburg, Almanya, İspanya, Belçika, Fransa, Yunanistan, Azerbaycan, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya, İsviçre, Katar, Japonya, Suudi Arabistan, Kuveyt olduğunu söyledi.

‘AVRUPA’YA, AMERİKA’YA SIRTIMIZI DÖNMEDİK’

Dünyanın ekonomik ağırlığının Asya’ya kaydığını belirten Dağlıoğlu yatırımlar açısından Asya’ya çok önem verdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Türkiye’ye 2002-2010 döneminde gelen UDY’nin yüzde 70’ten fazlası Avrupa’dan, yüzde 10’a yakını da Amerika’dan. Asya ülkelerinden gelen ise sadece yüzde 12 civarında. 2011’den günümüze kadar olan dönemde ise Asya ülkelerinin payı yüzde 22’nin üzerine çıkmış. Yani dünyanın ekonomik ağırlığı Asya’ya kayıyor; bu bir gerçek. Türkiye de bu gerçekten bağımsız hareket edemiyor. Bunun ‘Avrupa’ya, Amerika’ya sırtımızı dönme’ gibi bir şeyle alakası yok. Zaman zaman bu yorumları da maalesef duyuyoruz. Amerikan yatırımları için zaten burada çok güçlü bir varlık var. Avrupa’yla da biz çok iç içeyiz ama Asya yatırımcısının daha az bildiği bir coğrafya ve buradaki iş kültürünü çok bilmiyor. Dolayısıyla Asya’dan yatırım çekmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: Haberturk.com