Ana Sayfa / Ana Sayfa Slider / Yatırım Dünyasında Cinsiyet Çeşitliliği

Yatırım Dünyasında Cinsiyet Çeşitliliği

Ekonomi Dünya Dergisi Mayıs ayı sayısının kapak konularından biri “Yatırım Dünyasında Cinsiyet Çeşitliliği” oldu. Yazının tamamına ve dergiye aşağıdaki haber detayından ulaşabilirsiniz.

Yatırım Dünyasında Cinsiyet Çeşitliliği
Ekonomi Dünya Dergisi – Mayıs 2022 Sayısı
Barış Öney


Tüm dünyada iş çevrelerinde cinsiyet çeşitliliği konusu giderek çok önemli bir konu haline gelmekte ve yatırım dünyası da bu gündemle yoğunlaşmaya başlamış vaziyette. Tabi yatırım dünyasının bu konuya el atması, tüm sektörlere değen taraf olarak iş yapış şekillerini derinden etkileme gücüne sahip.

Yatırım Dünyası Aktörleri…

Konuya yatırım dünyası aktörlerini kısaca hatırlatmakla başlayalım. Yatırım dünyası esas itibariyle kurumsal yatırımcılar, aile ofisleri, emeklilik fonları, sigorta şirketlerinin fonları, üniversite vakıfları vb alım-gücü yüksek fon sahiplerinden oluşuyor. Ayrıca büyük yatırım ve kalkınma bankaları da bu kategoride yer alıyor ve literatürde DFI’lar olarak da geçiyor. Bugün DFI’lar özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu yükselen pazarların en kritik yatırımcıları konumundadırlar ve bu pazarlara yatırım yapan neredeyse tüm özel sermaye ve girişim sermayesi fonlarının temel fonlarını oluşturmaktalar. Ayrıca yine neredeyse tüm uzun vadeli proje finansman kredilerini sağlamaktalar.

Fon sahipleri yatırımlarını fon yönetim şirketleri aracılığı ile yaparlar. Fonlarının bir kısmını borsalarda hisse senedi veya sabit getirili enstrümanlara yatırım yapan fon yönetim şirketleri kanalıyla değerlendirirken, bir kısmını da özel sermaye fonları (private equity funds), girişim sermayesi fonları (venture capital funds), özel borç fonları (private debt funds) vb alternatif yatırım araçlarında değerlendirirler. Özel sermaye, girişim sermayesi, özel borç fon sahiplerine literatürde sınırlı ortak (Limited Partners ve kısaca LP) deniyor. Bu alternatif yatırım fonu yönetim şirketlerine de literatürde genel ortak (General Partner ve kısaca GP) deniyor.

Bu değer zincirini tamamlayan kuruluşlar ise yatırım bankaları, şirket satın alma ve birleşme danışmanlık şirketleri, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri vb şirketlerdir. Para, fon sahiplerinden fon arayan şirketlere doğru akarken söz konusu kuruluşlar bu akışa aracılık ederler. Bu dünyanın olmazsa olmaz aktörleridirler ve çok önemli bir görev ifa ederler.

Yatırıma Yönelen Para Miktarı…

Bugün dünyada fon yönetim şirketlerinin kabaca:

  • yönettikleri varlıkların değeri 75 trilyon dolardan fazladır;
  • bunun 3 trilyon doları özel sermaye ve girişim sermayesi fon yönetim şirketleri tarafından yönetilmektedir;
  • bu tutarın 800 milyar doları yükselen pazarlara gitmekte, bunun da %80’ini bugüne kadar Çin çekmiştir.

Pandemi sonrası dünyada ise özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinin para basmaları neticesinde yatırıma yönelebilecek neredeyse 100 trilyon dolar daha mevcuttur. Ancak bu kadar yüksek bir meblağın nereye yatırım yapacağı büyük bir soru işaretidir.

Dünyadaki Türbülansa Karşın Baş Döndürücü Teknolojik Gelişmeler…

Dünya pandemiyle başlayan, savaşlarla devam eden ve ekonomik olarak dengelerin çok zorlandığı kaotik bir süreç yaşıyor. İklim problemleri malum, artık alarm zilleri çalıyor. Tüm bu durumlar ışığında yeni bir denge oluşana kadar epey zaman geçecek.

Fakat bir yandan da teknoloji alanında öyle gelişmeler yaşanıyor ki, insanın bu hızla gelişen teknoloji dünyasında başı dönüyor. Tabi yatırımcıların da. Ben bunu ampulün icadı ve elektriğin ticari olarak giderek artan şekilde dünyamıza girdiği 1880 ile 1929’daki büyük buhrana kadar olan döneme benzetiyorum ki arada bölgesel savaşlar, 1. Dünya savaşı ve İspanyol gribi gibi büyük felaketler yaşanmıştır. Bu dönemde her ne kadar büyük kaoslar yaşandıysa da teknoloji alanında müthiş icatlar ve gelişmeler de yaşanmış, elektrik öncesi dünyanın geleneksel işleri yerine elektriğin yarattığı fırsatlar sayesinde büyük servetler edinilmiştir.

Günümüzde de benzer bir dönemden geçiyoruz. Geleneksel işlerde yüksek getiri sağlamak çok zorlaşmışken, teknolojik işler tarafında kolaylaştı. Teknoloji ve dijitalleşme dışında yatırımlar için fon getirileri örneğin 5 yılda 2-3 kat olurken, teknoloji yatırımlarında aynı süre zarfında bu neredeyse 10 kat hatta 100 kat, 1000 kat ve üzeri bile olabiliyor. Bu nedenle özel sermaye yatırımcıları daha çok teknoloji yatırımları yapmaya yönelip girişim sermayesi yatırımcıları ile birlikte çalışırken, girişim sermayesi yatırımcıları da dijitalleşme yolunda hamle yapan geleneksel şirketlere yatırım yapma arzusuyla özel sermaye yatırımcıları ile birlikte hareket eder hale geliyorlar.

Ancak söz konusu yatırımcılar dünyadaki gelir dağılımında yaşanan uçurumların giderek artacağını ve paralarını değerlendirirken ne pahasına olursa olsun mantığı ile bu kazançları elde etmenin hem kendileri he de dünyaya bir faydası olamayacağını görmeye ve anlamaya başladılar. Yatırımcılar ve özellikle özel sermaye ve girişim sermayesi dünyası bu bağlamda son yıllarda Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilirlik ilkelerini giderek benimsediler ve yatırımlarını bu çerçevede yapmaya başladılar.

Önce ESG denen çevre-sosyal-yönetişim alanlarında olumlu etkisi olacak işlere yatırım yapma yolunda adımlar attılar. Sonra Cinsiyet Çeşitliliği yani Gender Diversity (5 no’lu İlke Gender Equality) bakış açısıyla yatırım yapar hale geldiler ve etki yatırımları yapmaya başladılar. Diğer bir deyişle cinsiyet çeşitliliğine dikkat etmeye veya bu yolda geliştirici adımlar atmayan şirketlere yatırım yapmaktan imtina etmeye başladılar.

Özetle son 3 yıldır para çevre dostu, sosyal etki yaratan, iyi yönetilen ve cinsiyet çeşitliliğine önem veren şirketlere akmaya başladı. “Yeşil” ve “teknoloji” yatırımların olmazsa olmaz ön şartı haline geldi. Bugün teknolojideki sıcak yatırım gündem konuları yapay zeka, robotlaşma, elektrikli otonom araçlar, metaverse, data analitiği, siber güvenlik, oyun, e-ticaret, yenilenebilir enerji vb.

 

Neden Cinsiyet Çeşitliliği?

Konunun bütünsel bir bakış açısıyla iyi anlaşılması açısından önemli olduğunu düşündüğümüz için uzunca bir giriş yapmış oldum. Ancak şimdi cinsiyet çeşitliliğine odaklanalım. Bu alanda özellikle son 3 yıldır çok önemli gelişmeler oluyor. Öncelikle yatırım ve finans dünyası hem Batıda hem de yükselen pazarlarda erkek dominant durumda. ABD’de Bankacılık ve Finans sektörü içindeki kadın sayısı %30 iken yatırım dünyası ve ağırlıklı özel sermaye ve girişim sermayesi dünyasında %10’un altına düşüyor. Yükselen pazarlarda ise Çin’i dışarda tutarsak bu oran %6’lara kadar düşüyor.

Türkiye’deki özel sermaye fon yönetim şirketlerine bakacak olursak bir ya da iki tanesinde 2-3 kadın çalışan olduğunu, gerisinin hep erkek yönetici ve çalışanlardan oluştuğunu görüyoruz.

Mevcut durum bu. Ancak son dönemde enteresan gelişmeler yaşanıyor.

Dünya Bankasının Finans kuruluşu olan IFC, 2019’da Fonlar ve Portföy Şirketleri üzerinde çok kapsamlı bir araştırma yaptı. 6,000 Fon ve 5,000 portföy şirketini kapsayan bu araştırmada 700 fon ve 500 portföy şirketinin performans verileri değerlendirildi. Ayrıca 500’ün üzerinde fon yöneticisi, kurumsal yatırımcı ve 50’nin üzerinde akademisyen ve yönetici ile mülakatlar yapıldı. Bu araştırmada çok önemli bulgular ortaya çıktı. Şöyle ki:

Bir kere sektörde erkek dominansı %90’ın üzerinde. Bir başka açıdan tüm dünyada özel sermaye fon yatırım şirketlerinde çalışan ve Portföy şirketlerinde çalışan üst düzey yöneticilerin sadece %10’u kadın.

Ancak buna mukabil,

  1. Gender Balanced Teams – Dengeli Cinsiyet olan takımların yönettiği şirketlere yapılan yatırımlar, bunun olmadığı şirketlere yapılan yatırımlara oranla yatırımcılarına %20 daha fazla getiri sağlamışlar.
  2. Yine liderliği dengeli cinsiyette olan şirketler %25 daha fazla değer artışı sağlamışlar.
  3. Kadın ağırlıklı yatırımcılar kadınların ağırlıkta olduğu şirketlere 2 kat daha fazla yatırım yapmışlar.

Dünyada yönetilen varlıkların değerinin 75 trilyon dolardan fazla olduğunu belirtmiştim. Demek ki “dengeli cinsiyet” sağlansa bu rakamlarda en az %20’lik artış sağlanacak ki bu da dünya ölçeğinde 15 trilyon dolar bir rakama denk geliyor. Bunun da sonuçta müthiş olumlu bir etki yaratacağı ortada.

Ayrıca yine dünyada 100 trilyon dolar yatırımlara gidecek likit para varken, bu paranın daha çok getiri sağlayacağı cinsiyet çeşitliliği olan şirketlere gidecek olması, bu açıdan çok olumlu bir etki yaratacağını göstermiş durumda.

Hal böyle olunca tüm dünyada yavaş da olsa bir uyanış başladı. Özel sermaye ve girişim sermayesi fonları tarafında 2017’de 1.1 milyar dolar olan cinsiyet dengeli bakış açısıyla fon yaratma, 2019’da 4.9 milyar dolara yükseldi. Kadın yönetici ve çalışan oranı daha yüksek olan fon yönetim şirketleri yani GP’ler, yatırımcıların yani LP’lerin fonlarını yönetmeye talip olurken, daha avantajlı bir duruma geçtiler. Diğer bir deyişle LP denen fon sahipleri fonlarını yönettirdikleri GP denen yöneticilere bu konuda baskı yapmaya başladılar. Ayrıca GP’lerden yanlızca kendi şirketlerinde değil, bu fonları değerlendirirken yatırım yaptıkları şirketlerde de kadın oranının yüksek olmasına dikkat etmelerini bekler oldular.

Ancak, henüz GP seviyesinde bunun uygulanması ağır gidiyor. Örneğin hala söz konusu fonların sadece %7si kadın kurucuları olan şirketlere yönlendiriliyor. Bu konuda daha fazla rehberliğe ve teşviğe ihtiyaç var, hem fon tarafında hem de fonların yatırım yaptığı şirketler tarafında.

Bu arada olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilecek bir durum da söz konusu. Dünya borsalarında yatırım yapan fon yönetim şirketlerinin 26 trilyon doları, yani tüm yönetilen varlıkların 1/3’ü kadarı etki yatırımlarına yönelmiş durumda ve cinsiyet çeşitliliği de etki yatırımları kapsamına girmiş, bu şekilde değerlendiriliyor. Bunu “Gender-Smart Investing” yani “Cinsiyet-Akıllı Yatırım” olarak politika haline getiriyorlar. Bu konuya dikkat edilmediği durumda ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın çok olumsuz etkileneceği düşünülüyor.

Halihazırda dünyanın %40’ı cinsiyet çeşitliliğine önem verilmeyen bir noktada yaşıyor. Burada alınacak çok yol var, ama bir yandan da büyük adımlar atılıyor.

Tüm bu olumlu gelişmeler sonucunda 2021 yılından itibaren çok sayıda fon gerek kendi içlerinde ve portföy şirketleri nezdinde buna önem vermek için politikalarını düzenlemeye başladılar. Kimi daha fazla, kimi daha yavaş ama hepsi buna önem verir hale geldiler.

Örnek vermek gerekirse:

EY’ın 2021’de 127 fon yöneticisi nezdinde yaptığı araştırmanın sonucunda bunların %70’i cinsiyet çeşitliliği politikalarını geliştiriyor olduklarını ve bu konuda şirket ve yatırım kurallarını oluşturmakta olduklarını belirtmişler.

Morgan Stanley’in 2022 araştırması, pandeminin ABD’deki işgücündeki kadınların 1 milyonunun 2020 başından bugüne işinden çekilmek zorunda kaldığını ortaya koymakla birlikte, olumlu bir hareket de başlamış. ABD borsalarında yatırım yapan alım gücü yüksek yatırımcıların %65’inin artık yatırım yaparken cinsiyet çeşitliliği gözlüğü ile bu yatırımları yapmaya başladıkları net olarak görülüyor.

Hatta 2021 Ağustos’ta ABD’nin sermaye piyasası kurulu SEC tarafından yürürlüğe giren regülasyona göre artık Nasdaq’ta işlem gören şirketlerin yönetim kurulları ve üst düzey yönticilerinin şeffaf bir şekilde göstermeleri ve cinsiyet çeşitliliğini ne şekilde şirketlerinde uyguladıklarını açıklamaları isteniyor. Bir nevi cinsiyet çeşitliği endeksi oluşmuş durumda. Yatırımcılar bu endekste cinsiyet çeşitliliği yüksek olan şirketlere yatırımı tercih eder hale geliyorlar. Bu da şirketler üzerinde cinsiyet çeşitliliği anlamında çok olumlu bir etki yaratacak.

Avrupa Komisyonunun Orta ve Doğu Avrupa geçtiğimiz yıl yapılan ve yeni yayınlanan raporundan örnek vermek gerekirse Girişim sermayesi fonlarının 2020 yılı teknoloji yatırımları 40 milyar doları bulmuşken, sadece %1’i kadın girişimcilere gitmiş. Hiç de iyi bir durum değil açıkçası. Ama buna mukabil kadınların yönettiği şirketlere yapılan yatırımlar %96 daha fazla performans göstermiş.

EBRD’nin 2021-2025 stratejik planında cinsiyet çeşitliliği 4 ana stratejiden biri haline getirilmiş. Orta ve Doğu Avrupa, Türkiye, Ukrayna, BDT, Mısır, Tunus vb 28 ülkede yatırım yapan en kritik Finans kuruluşu olan EBRD’nin bunu teşvik etmesi ve yatırım politikalarının bir parçası haline getiriyor olması cinsiyet çeşitliliği açısından çok kıymetli. Buna önem veren kuruluşların finansman konusunda çok daha avantajlı olacağı ise bir gerçek.

Tüm bu gelişmeler şunu gösteriyor ki dünyanın birçok makro sorununun çözümü yolunda ilerleyebilmesi ve dolayısıyla huzurlu bir dengeye oturabilmesi için finansmanın çok dikkatli ve özenli dağıtımı gerekiyor. Bu da yukarıda bahsi geçen yatırım aktörlerinin bu konudaki başarısına çok bağlı. Güzel olan, yatırım dünyasının bu konuları ve özellikle kadın-erkek oranlarında dengenin sağlanmasını hızla önceliğine almış ve yatırım politikalarının olmazsa olmazı haline getirmiş olması. Bunu da yaparken aslında bunun kendilerine de çok büyük fırsat ve getiriler sağlayacağını da idrak etmiş olmaları. Bu yolda atılacak her türlü adımın ne kadar katkı sağlayacağı ne kadar çok yerde ve kitleye anlatılabilir ve benimsetilebilirse, dünya ve tabi ki ülkemiz o kadar hızlı bir şekilde olumlu yönde gelişecektir.

Ekonomi Dünya Dergisi – Mayıs 2022 Sayısı | Yatırım Dünyasında Cinsiyet Çeşitliliği

Yazar: Barış Öney

Barış Öney
Barış Öney, yatırım öncesi ve sonrası yönetim, halka arz, şirket satınalmaları, CEO, CFO, yönetim kurulu üyesi, yatırım bankacısı, kurumsal finansman danışmanı, stratejik/uluslararası iş geliştirme yöneticisi, proje yöneticisi ve mühendis olarak 28 yılı aşkın tecrübeye sahiptir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Cevdet Yılmaz: Hedefimiz Yatırımın Kalitesini Artırmak – Hürriyet Gazetesi